Kalp çarpıntısı, pek çok insanın zaman zaman yaşadığı normal bir durum olarak değerlendirilse de, bu hissin arkasında yatan nedenlerin dikkatle incelenmesi önemlidir. Kalbiniz, fiziksel veya duygusal olarak zorlandığınızda hızlanabilir, heyecanlandığınızda atışları artabilir. Ancak bu çarpıntının ne zaman tehlikeli bir durumun habercisi olabileceğini anlamak için daha derin bir bilgi sahibi olmalısınız. Bu yazıda, kalp çarpıntısı ile ilgili bilimsel verileri, belirtileri ve tehlikeleri detaylı bir şekilde ele alacağız.
Kalp çarpıntısı, kalbin normalden daha hızlı veya düzensiz bir şekilde atmasına denir. Bireyler bu durumu “kalbimin hızlı atması”, “kalbim çarpıyor” ya da “kalbim atlıyormuş gibi hissediyorum” şeklinde tanımlarlar. Çarpıntının birkaç farklı nedeni olabilir. Genellikle stres, kaygı, aşırı alkol veya kafein tüketimi gibi durumlardan kaynaklanır. Bununla birlikte bazı sağlık sorunları da kalp çarpıntısına neden olabilir. Örneğin, tiroid bezinin aşırı çalışması, bazı ilaçlar, anemi veya elektrolit dengesizlikleri kalp atışlarını etkileyebilir.
Kalp çarpıntısı, sık sık ya da ani bir şekilde yaşandığında endişe verici olabilir. Özellikle yaşı ilerlemiş bireylerde veya kalp rahatsızlığı geçmişi olan kişilerde bu durum mutlaka bir uzmanla görüşmeyi gerektirir. Unutulmaması gereken en önemli nokta, kalp çarpıntısının çoğu zaman zararsız olduğu ve geçici olduğu gerçeğidir. Ancak bazı durumlarda, özellikle de çarpıntının yanı sıra başka belirtiler de ortaya çıkıyorsa (örneğin göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi) hemen tıbbi yardım almak gerekir.
Kalp çarpıntısının belirtileri genellikle kişiye göre değişiklik gösterir. Kimi insanlar sadece kalbinin attığını hissederken, kimileri ise bu durumu daha belirgin bir şekilde deneyimler. Halk arasında bu durumu tanımlamak için kullanılan ifadelerden bazıları arasında “kalbim küt küt atıyor”, “göğsümde bir baskı var” veya “kalbim yerinden çıkacak gibi” yer alır. Kalp çarpıntısına eşlik eden bazı belirtiler de bulunur. Bunlar, baş dönmesi, bayılma hissi, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve aşırı yorgunluktur.
Kalp çarpıntısını artıran bazı risk faktörleri de bulunmaktadır. Özellikle aşırı stres, kaygı, kötü beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, bazı kronik hastalıklar (yüksek tansiyon, diyabet gibi) ve aşırı alkol ya da kafein tüketimi bu durumu tetikleyebilir. Bunların yanı sıra, genetik yatkınlık da kalp çarpıntısı riskini etkileyen önemli bir unsurdur. Aile geçmişinde kalp rahatsızlığı olan kişiler, bu tür durumlarla daha sık karşılaşabilir. Dolayısıyla, kendinizi bu belirtilere maruz bıraktığınızda, yaşam tarzınızı gözden geçirmeniz ve düzenlemeniz gerekebilir.
Sözün kısası, kalp çarpıntısı birçok kişi için normal bir deneyim olsa da, arkasındaki nedenleri anlamak hayati önem taşır. Eğer kalp çarpıntınız sürekli hale geliyorsa veya eşlik eden başka belirtiler yaşıyorsanız, mutlaka bir doktora başvurmalısınız. Doktorunuz, gerekli tetkikler ile sağlık durumunuzu gözden geçirip size en uygun tavsiyeleri verecektir. Sağlığınızı ön planda tutmak, kalp rahatsızlıklarından korunmanın en etkili yolu olacaktır.